Basit soğuk algınlığının sebebi olan virüsler, özellikle burun akıntısına, yani nezleye yol açarken bazı virüsler ise grip hastalığına yol açarlar. Grip, Fransızca kökenli bir kelimedir ve “pençesine almak” anlamı taşır. Grip etkeni olan virüs, hastalandırdığı kişiyi pençesine alır. Paçavraya çevirir. Grip etkeni olan en önemli virüs İNFLUENZA virüsüdür. İnfluenvirüsü, paçavra gribine sebep olur. Paçavra gribi ile nezle tamamen farklı hastalıklardır ve farklı şikâyetlere yol açar. Paçavra gribi hastalığını tanımlayan tıbbi terim influenzadır. İnfluenza kelimesi İtalyanca kökenlidir ve İngilizcedeki influence kelimesiyle aynı olan “etki” anlamındadır. Hastalığın birdenbire yayılarak herkesi aniden aynı anda etkilemesini tanımlar. 1743 yılında İtalya’da başlayan bir salgın tüm Avrupa’ya yayılmış, influenza ismiyle anılagelmiştir.
Virüsü kapan herkesin kendini yaygın kas ağrısı, halsizlik ve baş ağrısı nedeniyle paçavra gibi hissettiği, ateşler içerisinde durmadan öksürüp hapşırdığı bu ağır grip hastalığına yol açan influenza virüsü, ayakta atlattığımız soğuk algınlığı hastalığına yol açan virüslerden tamamen farklıdır. İnfluenza virüsü, sadece insanları değil, kuşları ve memeli hayvanları da hastalandırır. İnsandan insana bulaştığı gibi, hayvandan insana da bulaşabilir. İnfluenza virüsü, genetik yapı olarak sadece RNA taşır ve A, B, C olmak üzere üç tipi mevcuttur. A tipi, üzerinde taşıdığı hemaglütinin (H) ve nöraminidaz (N) proteinlerinden köken alan ve H1 N1 , H2N2, H3N2, H5N1, H7N7, H1 N2 şeklinde uzayıp giden bir liste oluşturan alttürlere sahiptir. influenza virüsü kuştan domuza, domuzdan insana, kuştan insana geçebilir. Virüsün genetik yapısını oluşturan RNA molekülü, 8 adet oynak yapıdan oluşur ve bu geçişler sırasında bir lego oyunu gibi, değişik türlere ait genetik yapılar birbirine karışarak yeni virüs türleri ortaya çıkabilir.
En son ortaya çıkan influenza virüsü türleri kuş gribi ve domuz gribi salgınlarına yol açmıştır. Mevsimsel gribe yol açan virüs türü H3N2 yapısında, kuş gribine yol açan tür H5N1 yapısında, domuz gribine yol açan tür ise H1 N1 yapısındadır. İnfluenza virüsü, dönem dönem yeni formlar kazanarak tüm dünya ülkelerine yayılabilen salgınlar yapmasıyla ünlüdür. 1918-1919 döneminde tüm dünyada milyonlarca insanın ölümüne neden olan İspanyol gribi salgınında da H1 N1 yapısında bir influenza virüsünün etken olduğu saptanmıştır. 2009 yılında ortaya çıkan domuz gribi salgınında da etkenin H1 N1 yapısında olması, yaygın salgınların ortaya çıkması ihtimalini gündeme getirmiştir.
Virüs, influenza hastalığını geçirmekte olan kişilerin öksürüp hapşırmasıyla hava yoluyla insandan insana geçer. Hastalığın kuluçka dönemi 1 ila 4 gün arasındadır. Virüsü kapanlar, belirtilerin ortaya çıkmasından önceki 2 gün içinde, belirtiler ortaya çıktıktan sonra da en az 5 gün süreyle etrafa virüs saçarlar. Bu durum, virüslerden kurtulmanın ne kadar zor olduğunu bizlere bir kez daha gösterir. Düşünsenize, virüsü kaptığından haberi bile olmayan, henüz belirtilerin başlamadığı, sağlıklı görünen bir kişi de size her an virüs satabilir. Kalabalık ortamlarda virüsten kaç kaçabilirsen! İnfluenza salgınları genelde aralık-mart aylarını kapsayan dönemde ortaya çıkar.
Virüs bazen ülkeleri, kıtaları kat edip milyonlarca kişiyi hastalandırır ve ölümlere yol açabilir. Boğaz ağrısı, baş ağrısı, yaygın kas ağrısı, ateş, halsizlik, kuru öksürük, bulantı ile kusma, hastalığı geçirmekte olan kişiyi bir hayli hırpalar. Çocukların ve 65 yaş üstü kişilerin influenza nedeniyle hastaneye yatırılmaları ve ölümcül olabilecek sorunlarla boğuşmaları söz konusu olabilir. influenza virüsünün çocuklarımızı hasta etmesini önlemenin en iyi yolu, hekimimiz uygun görmekteyse eğer, her sonbahar döneminde çocuğumuzu aşılatmaktır.