Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının kapatılmasından sonra Mustafa Kemal’e ve cumhuriyete karşı olanlar yıkıcı faaliyetlerini gizli yollarla devam ettirdiler. Bu çevreler en sonunda amaçlarına ulaşabilmek için Mustafa Keman ortadan kaldırmaktan başka çarelerinin kalmadığını düşünerek bir suikast planı hazırladılar. Plana göre suikast, o sırada bir yurt gezisine çıkmış olan Mustafa Kemal’in İzmir’e geleceği 15 Haziran 1926 günü yapılacaktı. Daha sonra suikastı gerçekleştirenler limanda kendilerini bekleyen bir motorla Yunanistan’ın Sakız Adası’na kaçacaklardı. Ancak 14 Haziran’da Balıkesir’den İzmir’e doğru yola çıkması beklenen Mustafa Kemal’in hareketini bir gün ertelemesi onların bu planlarını suya düşürdü.
Motoruyla suikastçıları Sakız’a kaçıracak olan Giritli Şevki erteleme haberini alınca “Acaba öğrendiler mi?” diye düşünerek kuşkuya kapıldı. Kuşkusu giderek korkuya dönüşünce de İzmir valisine giderek suikast’ haber verdi. Giritli Şevki’nin ihbarı üzerine suikastçılar güvenlik güçleri tarafından hemen yakalandı. Öldürme girişiminin öğrenilmesi tüm yurtta büyük bir öfke dalgasının yükselmesine neden oldu. Pek çok yerde kınama mitingleri yapıldı. Mustafa Kemale ülkenin her yerinden “geçmiş olsun” telgrafları gönderildi. Olaydan bir gün sonra 16 Haziran’da İzmir’e gelen Mustafa Kemal burada halkın sevgi gösterileriyle karşılandı.
Büyük önder, milletinin kendisine olan sevgisi ve cumhuriyete olan bağlılığı karşısında oldukça duygulandı. İzmir’de kendisini ziyaret eden suikast’ kınama heyetine hitaben yaptığı konuşmasında bu duygularını
“Ben ölürsem yüce milletimizin beraber yürüdüğümüz yoldan asla ayrılmayacağına eminim; bununla müsterihim! Düşmanlarımız, düşünebildikleri iğrenç çarelere istedikleri kadar girişsinler. Onların bu hareketleri bizim inkılap ateşimizi söndüremez!”
sözleriyle dile getirdi.
İzmir suikastının ardından yapılan incelemelerde olayın arkasında birkaç kişinin değil, cumhuriyeti ve inkılapları yıkmak isteyen daha geniş bir grubun olduğu anlaşıldı. Bu kişiler İstiklal Mahkemelerinde yargılanarak gereken cezalara çarptırıldı. Böylece Türkiye Cumhuriyeti varlığını hedef alan bir tehlikeden daha kurtulmuş oldu.
Mustafa Kemal şahsına yönelik suikast girişimi üzerine Anadolu Ajansına verdiği demeçte “Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır; fakat, Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır.” diyerek cumhuriyetin yıkılamaz olduğunu vurgulamıştır.