Gözle görüleni yadsımak ve görünüşü yeniden kurmak olarak nitelendirilebilecek Kübizm, çağdaşlığı, matematiğin de katkısıyla doruğa çıkarmıştır. Yapısalcı araştırmalar 1906’dan başlayarak, kendisinden önce gelen tepkiselliğe karşı çıkmıştır. Bu yapısalcı araştırmalar kaynağını primitif sanatlarda (Zenci sanatı, Okyanusya sanatı, Roma heykel sanatı, Kiklat sanatı) Piero della Francesca’nın resimlerinde, Seurat’nın katılığında ve Czanne’a özgü geometride bulmuştur. Picasso’nun 1906-1907’de Paris’te yaptığı Avignonlu Kızlar isimli resmi, genç 20. yüzyıl sanatının bir bildirisi olarak kabul edilmiştir. Picasso ve Braque Birinci Dünya Savaşı’na kadar fikir alışverişine elverişli bir yakınlığı sürdürdüler. Picasso mavi ve pembe dönemlerini geride bırakmış.
Braque ise bulunduğu konuma Fovizm’den gelmiştir. 1908 yazında Picasso Cretail yakınında, Braque ise Estaque’ta birbirleriyle aynı zamanda, canlı renkler kullanmaktan vazgeçerek desenlerine geometrik çizgileri getirdiler. Sonbahar sergisine kabul edilmeyen, sonra Kahnweiler tarafından sergilenen bazı resimler, bu yeni üslubun adına esin kaynağı olmuştur. Matisse bu üsluba “küçük küplerle yapılan resim” adını vermiştir. Eleştirmen Vauxcelles, “kübik” deyimini kullanmıştır. Apollinaire ise bu deyimi “kübist” olarak düzeltmiştir. 1909’dan başlayarak L6ger, Herbin, Gleizes, Metzinger gibi sanatçılar Czanne’daki geometriyi benimsemiştir. Bu akım, daha sonra Picasso ve Braque’ın etkisiyle çözümleyici-analitik kübizme dönüşmüştür.
Bu sanatçılar filozof ve matematikçi dostlarıyla yaptıkları söyleşiler sonucu, resimlerinde nesneleri önce parçalayıp, daha sonra rölyefi ve perspektifi bir yana bırakarak bunları, gri ve kahverengi diziler içinde yeniden düzenlemişlerdir. Kübistlerin en sevdikleri konu olan natürmortların içine portreler yerleştirmişlerdir. Bu portreler 1911’de Gleizes ve Metzinger’in, “Du Cubisme (Kübizm Üzerine)” isimli incelemelerini yayınladıkları 1912’de düzenlenen Sonbahar sergilerinde skandal yaratmıştır. Braque, Picasso ve Juan Gris’nin “kW kolajları” kübizmin temel ifade biçimidir. Böylelikle resimlerine gerçeğin özünde bulunan öğeleri katmış oluyorlardı (gazete parçaları, suntalar gibi). Bu sanatçılar, 1913-1914 yıllarında söz konusu akımın kısa süren bileşimci aşamasının öncüleri oldular. Bu aşamada temel alınan görüşe göre, sanatçılar konu olarak ele aldıkları nesnenin kurucu öğelerinden yola çıkıp, onun özünü yeniden kuruyorlar, rengi ise nesneden bağımsız bir eleman olarak kullanıyorlardı.
Kübizm’i bir estetik ve hatta bir ruh hali olarak kabul eden Gris, ara aşama olarak 1918’de Ozenfant ve Jeanneret (geleceğin Le Corbusier’si) tarafından kurulan “yalıncılığı (Pürizm)” da içeren bu akıma sonuna kadar sadık kalan ender sanatçılardan olmuştur. Bu arada Puteaux Grubu’nda da entelektüel tartışmalar yapılıyordu. Grubu oluşturan sanatçılar “altın oranı” benimsiyordu. Bu çevrede Villon’un izlenimci kübizmi, Marcel Duchamp’ın dinamizmi (Merdivenden inen Çıplak, 1912), Roger de La Fresnaye’in uzamsal değerleri ölçü kabul eden renkli gerçekçiliği dikkati çekmektedir. Fernand L6ger savaş sırasında, makineyi yüceltme dönemini başlatmadan kısa süre önce renge geri dönmüştü. Yaptığı bazı resimlerde görülen diskler, Robert Delaunay’ın uyguladığı, dinamizmle ilişkilidir. Delaunay, art arda gelen renklerin, renksel çeşitlemeleri ile soyutlamaya ulaşmıştır. Kübizmle içli dışlı olan sanatçıların çoğu sonunda soyutlamaya varmıştır.
Kübist ressamlar başta Picasso olmak üzere, Georges Braque, Jean Metzinger, Albert Gleizes, Juan Gris, Fernand L6ger, Francis Picabia, Fernand L4er, Marcel Duchamp bir grup oluştururlar. 1914’de grup dağılır. Braque, Derain, L4er askere giderler. Modernlik duygusu, kübist resimlerde birkaç değişik biçimde ifade buluyordu: Konu seçimleriyle: Konular, modern kentteki günlük yaşamdan alınıyordu. Ancak izlenimcilerin tersine doğal manzaraları, Seine nehrini, parktan, bahçeleri az resmediyorlardı. Onlara çekici gelen tek anıt Eyfel kulesiydi. Yapılarla, insan elinden çıkmış şeylerle ilgileniyorlardı. Çoğunlukla el altındaki nesnelerin resimlerini yapıyorlardı. Kahve masaları, fincanlar, gazeteler, şarap sürahileri, kül tablaları, lavabolar, mektuplar. Zaman zaman resimlerine (Braque müzikten hoşlandığı için) keman ve gitarı da katıyorlardı. Kullanılan malzemelerle: Kübistler kağıt ve mürekkep, tuval ve boyanın yanı sıra resme yeni teknik ve malzemeler soktular.
Harf ve rakam çıkartmalan yapmak için kalıplar kullandılar, resimlerine kağıt, muşamba, Görme biçimleriyle: Tüm nesnelerin biçimlerini birbirine benzetmenin yolunu buldular. Tüm biçimleri küplerin ve silindirlerin bileşimine indirgeyerek başarıyorlardı bunu. Bu yalınlaştırmanın amacı, görsel sanatlarda o zamana kadar girişilen en karmaşık gerçeklik görüşünü inşa edebilmekti. Her şey aynı dille verildiğinde bunların arasındaki ilişkileri resmedebilmek de mümkün oluyordu; bu nesnelerin öğeleri birbirinin yerine geçebiliyordu. Üstelik hepsinin içinde varolduğu espas da aynı dille verilebiliyordu fakat ters yönde (Nesne yüzeyinin içbükey olduğu yerde, espasın yüzeyi dışbükeydi)