Mondros Ateşkes Antlaşması’nı izleyen günlerde Fransızlar Hatay’ın da içinde bulunduğu güney illerimizi işgal etmişlerdi. Kuvayımilliye birliklerimizin direnişiyle karşılaşınca da bölgede tutunamayacaklarını anlamışlar ve 20 Ekim 1921’de TBMM Hükümeti ile Ankara Antlaşması’nı imzalamışlardı. Ankara Antlaşması’na göre Fransa işgal ettiği topraklarımızdan çekilecekti. Nüfusun çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu Hatay’da ise özel bir yönetim kurulacak ve burası Türk kültürünün korunması şartıyla Fransız mandası altına girecekti. Hatay ile ilgili bu düzenleme Lozan Barış Antlaşması’nda da aynen kabul edilmişti. Ancak Atatürk, Misakımilli sınırları içinde bulunan Hatay’ın bu durumunu hiçbir zaman içine sindirememiş ve kalıcı bir sonuç olarak görmemiştir. O daha 1923 yılı Mart ayında çıktığı Adana gezisinde “Kırk asırlık Türk yurdu, düşman elinde kalamaz.” diyerek konuyla ilgili duygularını ifade etmiştir. Fransa’nın 1936’da Suriye üzerindeki manda yönetimini kaldırmasıyla Hatay’ın durumu yeniden gündeme geldi.
Türkiye, Fransa’nın Hatay’ Suriye’ye bırakmasına itiraz ederek Suriye’ye tanınan bağımsızlığın Hatay’a da tanınması için harekete geçti. Bunun üzerine Hatay’ın iç işlerinde bağımsız, dış işlerinde Suriye’ye bağlı, kendi anayasası ile idare edilen ve resmi dili Türkçe olan ayrı bir devlet haline gelmesine karar verildi. Ancak Fransa bu kararı uygulamak istemedi. Buna karşılık, yapılan antlaşmadan geri adım atmayan Atatürk bir sohbet sırasında Fransız büyük elçisine “Ben toprak büyütme dileklisi değilim; barış bozma alışkanlığım yoktur; ancak antlaşmaya dayanan hakkımızın isteyicisiyim. Onu almazsam edemem.
Büyük Millet Meclisinin kürsüsünden milletime söz verdim: Hatay’ı alacağım! Milletim benim dediğime inanır. Sözümü yerine getiremezsem onun huzuruna çıkamam, yerimde kalamam. Ben şimdiye kadar yenilmedim, yenilemem; yenilirsem bir dakika yaşayamam.” diyerek Hatay konusundaki kararlılığını gösterdi. 1938 yılı Mayıs ayında Mersin ve Adana’yı ziyaret edip sınırdaki askeri birlikleri denetledi. ileri derecede hasta olmasına rağmen resmi geçit törenini ayakta izleyerek gerekirse Hatay için savaşabileceği mesajını verdi. Bunun üzerine Hatay politikasını yumuşatmak zorunda kalan Fransa, 4 Temmuz 1938’de Türkiye ile bir dostluk antlaşması imzaladı. 24 Ağustos 1938’de tamamlanan seçimler sonucunda Hatay Meclisindeki 40 milletvekilliğinden 22’sini Türkler kazandı.
2 Eylül 1938’de toplanan Mecliste bütün milletvekilleri Türkçe yemin ederek görevlerine başladı. Devletin adı Hatay Cumhuriyeti olarak belirlendi ve cumhurbaşkanlığına Tayfur Sökmen getirildi. Hatay Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1938 yılının en üzücü olayı, cesur davranışları ve aldığı kararları ile Hataylıları esaretten kurtaran Atatürk’ün hayatını kaybetmesi oldu. 29 Haziran 1939’da ise Hatay Millet Meclisi oy birliğiyle anavatan Türkiye’ye katılma kararı aldı. Türkiye de 7 Temmuz günü çıkardığı bir yasa ile Hatay vilayetini kurarak katılma işlemini tamamladı.