Hareket Mekanizması: Vücudumuzun hareket mekanizmasını kemikler, bağlar, kaslar ve lifler oluşturur. Bu mekanizmanın edilgen bir kısmı kemikler, eklemler, kıkırdak ve bağlar ve etken bir kısmı kaslar ve lifler vardır. Bunların hepsi beraber çalışarak, hareket gitmemizi sağlarlar.
İskeletimiz kafatası, omurga, kaburgalar, kürek ve köprücük kemikleri ve kol kemikleri, leğen kemiği ve bacak kemiklerinden oluşur. Küçük çocuklarda 350, büyüklerde 225 adet kemik vardır; çocuk büyüdükçe, bazı kemikler birbirine kaynar. Kemikler şekillerine göre, uzun kemikler (kol, bacak, el ve ayak kemikleri), kısa kemikler (el ve ayak bileği, omurga) ve yassı kemikler (örneğin kürek kemiği, kafatası, leğen kemiği, göğüs kemiği) olarak üçe ayrılır.
Uzun kemiklerde bir orta kısım (diafiz) ve uçlar (epifiz) vardır. Uzun kemiklerin kalın uçları eklem başlarını ve eklem yuvalarını oluşturur, bunlar sürtünmeye yer bırakmayacak şekilde birbirlerinin içine geçer: Sürtünmenin önlenmesinde hem kemik uçlarını saran kıkırdak katmanı, hem de eklem boşluğunda yer alan ve bir çeşit eklem yağı işlevi gören eklem sıvısı etkilidir. Eklem boşluğu, bağ dokusundan oluşan eklem kapsülü ve dayanıklı eklem bağları tarafından çepeçevre sarılır.
Her kemiğin dış yüzü sert, açıya duyarlı kemik şaftıyla kaplıdır. Şaftın içinde kemiği besleyen kan damarları ve kemiğin algıladığı ağrıları beyne ileten sinirler bulunur. Kemiğin iç kısmındaki kemik iliğinde kan hücreleri üretilir. Kaslar eklemleri hareket ettirir. Kaslar liflerle kemiğin üstünü sarar ve çekilerek kisalınca kemiği de çekerek, hareket etmeyi mümkün kılan İskelet kaslarını oluşturan yüz binlerce kas hücresi çizgili fibrilleri oluşturur, bunlar büzüşebilen, minicik ipçiklerdir. Desteler halinde bir araya gelerek, kas demetlerini ve kasları meydana getirirler. İskelet kasları beyinden gelen sinir uyanlanyla harekete geçer ve insanın iradesine göre tepki verir. Oysa örneğin bağırsaktaki düz kaslar, otonom (vejetatif), yani iradi olmayan sinir sistemi tarafından idare edilir.