Mustafa Kemal, en iyi yönetim şeklinin millet iradesine dayanan cumhuriyet olduğuna inanan bir liderdi. O, bu konudaki düşüncesini ilk defa Amasya Genelgesi’nin maddelerine, ardından da Erzurum Kongresi kararlarına yansıtmıştı. 23 Nisan 1920’de de “Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir.” anlayışıyla Türk milletinin kendi kendisini yönetme hakkına sahip olduğunu tüm dünyaya ilan etmişti. Bununla birlikte zamanlamaya önem veren Mustafa Kemal, Mili? Mücadele sürecinde saltanat ve hilafet taraftarlarını karşısına almamak için “cumhuriyet” sözcüğünü kullanmamaya özen göstermişti.
Mustafa Kemal kendi deyimiyle vicdanında milli bir sır gibi sakladığı cumhuriyet düşüncesini gerçekleştirmek için 1923 yılı Ekim ayında harekete geçti. Hükümetin istifası ve yerine yenisinin kurulamaması üzerine bir hükümet bunalımı yaşanmaya başlandı. Anayasa’ya göre Meclis hükümeti olarak adlandırılan sistemde oluşturacak bakanların Mecliste tek tek oylanarak seçilmesi gerektiği halde hiçbir aday yeterli oyu alamıyordu. Bunun üzerine hükümet sorununu çözmek için harekete geçen Mustafa Kemal, 28 Ekim günü Çankaya Köşkü’ne davet ettiği çalışma arkadaşlarına şunları söyledi:
“Yemek sırasında: ‘Yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz.’ dedim. Orada bulunan arkadaşlar, derhal düşünceme katıldılar. O gece birlikte olduğumuz arkadaşlar erkenden ayrıldılar. Yalnız İsmet Paşa Çankaya’da misafirdi. Onunla bir kanun tasarısı hazırladık.”
Hükümet bunalımını aşmak üzere hazırlanan kanun tasarısı 29 Ekim 1923’te Mecliste görüşülerek oy birliğiyle kabul edildi. Bu değişiklikle devletimizin yönetim şeklinin cumhuriyet olduğu hükmü Anayasa’ya eklenirken Türkiye Cumhuriyeti Devleti de resmen kurulmuş oldu. Ayrıca cumhurbaşkanının devletin başkanı olduğu ve Meclis tarafından seçilebileceğini belirten hükümler ile kabine sistemi olarak adlandırılan ve baş-bakanın cumhurbaşkanı tarafından Meclis üyeleri arasından seçilmesini öngören hüküm Anayasa’daki yerini aldı. Aynı gün yapılan başka bir oylama ile Mustafa Kemal, TBMM tarafından ilk cumhurbaşkanı olarak seçildi.
Mustafa Kemal’in Hedefi Neydi ?
Mustafa Kemal’in amacı, Türk milletinin bugün ve gelecekte tam bağımsız şekilde huzur ve refah içinde yaşamasını sağlamaktır. O, bu amaca ancak temeli milli egemenlik ilkesine dayanan cumhuriyet yönetimiyle ulaşılabileceğine inanmıştır. Bu nedenle de en büyük eserinin Türkiye Cumhuriyeti olduğunu belirtmiş ve çeşitli alanlarda yaptığı inkılaplarla cumhuriyetin dayandığı temelleri güçlendirmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı olan Mustafa Kemal “Türkiye Cumhuriyeti demokrasi esasına dayanan bir devlettir.” diyerek kurduğu cumhuriyetin demokratik karakter taşıdığını vurgulamıştır. O, cumhuriyet ile demokrasi rejimi arasındaki ilişkiyi ise şu sözlerle dile getirmiştir:
“Demokrasi prensibinin, en çağdaş ve akılcı uygulamasını temin eden hükûmet şekli cumhuriyettir. Cumhuriyette son söz, millet tarafından seçilmiş meclistedir. Millet adına her türlü kanunları o yapar.”